Bugün sizlerle çocuklarımızın dünyaya adım attıkları ilk andan itibaren yaşadıkları bağlanma sürecini ve bu süreçte karşılaşabileceğimiz ayrılma kaygısı bozukluğunu konuşacağız. Unutmayın ki, bu konular her ebeveynin karşılaşabileceği doğal süreçlerdir ve birlikte üstesinden gelebiliriz.
Bebeklerimiz dünyaya geldiklerinde oldukça savunmasızdırlar. Onların güvenli bir şekilde büyüyebilmeleri için ihtiyaç duydukları şeyler bakım, güvenlik ve sevgi dolu bir ortamdır. Bu ihtiyaçları karşılanan bebekler, dünyayı güvenilir bir yer olarak görmeye başlarlar. Ancak bazen, bu ihtiyaçlar tutarlı bir şekilde karşılanmadığında, çocuklarımızda kaygılı ya da kaçıngan bağlanma stilleri gelişebilir.
Güvenli bağlanma, çocuklarımızın annelerinden ayrıldıklarında bile huzurlu kalabilmelerini sağlar. Bu bağlanma stiline sahip çocuklar, annelerinin geri döneceğine dair güven duyarlar. Ancak kaygılı ya da kaçıngan bağlanma stiline sahip çocuklar, ayrılma anlarında daha fazla zorlanabilirler.
Ayrılma kaygısı bozukluğu ise, çocuğunuzun annesinden ayrıldığında yoğun bir kaygı yaşadığı durumlarla kendini gösterir. Özellikle okula başlama gibi yeni deneyimlerde bu kaygılar daha belirgin hale gelebilir. Çocuklarımızın mide bulantısı, karın ağrısı gibi fiziksel belirtiler göstermesi mümkündür.
Peki, bu süreçte biz ebeveynler neler yapabiliriz? İşte size birkaç dostane öneri:
1. Açıklık ve Şeffaflık: Ev içerisinde bile kısa süreli ayrılmalarınızda çocuğunuza nereye gittiğinizi söyleyin. Bu, çocuğunuzun güvenini artıracaktır.
2. Veda Etmekten Kaçınmayın: Çocuğunuzu evde bırakıp çıkmanız gerekiyorsa, bunu açıkça söyleyin. Ayrılırken “Ben işe gidiyorum, akşam şu saatte evde olacağım” demek yeterli olacaktır.
3. Tutarlılık Sağlayın: Eğer bir bakıcıyla çalışıyorsanız, sürekli değişikliklerden kaçının. Çocuğunuzun güvenli bir ilişki kurabilmesi için tutarlılık önemlidir.
4. Okul Seçimi: Yeni bir okula başlayacaksanız, aşamalı ayrılığı destekleyen bir okul seçimi yapmaya özen gösterin.
5. Kendi Kaygılarınızı Yönetin: Ayrılırken kendi kaygılarınızı kontrol altında tutun. Çocuğunuz sizin duygularınızı hissedecektir.
6. Duyguları İfade Etme Fırsatı Verin: Çocuğunuzun hissettiklerini anlatmasına izin verin. Resim yaparak ya da hikayeler anlatarak duygularını ifade etmesini kolaylaştırabilirsiniz.
7. Oyunla Terapi: Oyun oynamak çocuklar için harika bir terapi yöntemidir. Küçük çocuklarla ce-eeee oyunu, daha büyüklerle saklambaç oynamak onların kaybolup geri gelme durumlarına alışmalarını sağlar.
Unutmayın ki, her çocuk özeldir ve her biri farklı şekilde tepki verebilir. Önemli olan onlara sevgi dolu ve güvenli bir ortam sağlamaktır. Her zaman yanlarında olduğunuzu hissettirin ve bu süreci birlikte atlatacağınızı onlara gösterin.
Sevgiyle kalın!
Feyza Çiçek Anaokulları